Bu hafta üç önemli konuyu gündeme taşıdım. Bunlardan birincisi plastik hammaddesine yapılan korkunç zamlar, ikincisi korona virüsün birinci yılı biterken tekrar başa dönme korkumuz ve Narkotik Operasyonları ile Türkiye’nin gündemini saran Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek’in başarısı…

YÜZDE 140 ZAM OLUR MU…
Plastik sektörüne darbe vuran fiyat artışını geniş çaplı araştırdım ve tablonun ne kadar vahim olduğunu anlatmaya çalışacağım. Özetle; Plastik sektöründe, özellikle yurt içi piyasada yaşanan fiyat artışları ve hammadde sıkıntısından kaynaklanan durum fabrikalardaki çarkları durdurdu ve enflasyona olumsuz etki yaptı. Ham maddede yaşanan 100’de 140’lık fiyat artışı, petrokimya üreticisi konumundaki kartellerin salgın sürecini bahane göstererek fabrikalardaki üretimi durdurması ve arzı kısması sonucu hammaddenin piyasada azalmasından kaynaklandı. Plastik sanayiinde geçen yıl tüketilen 10,5 milyon ton ham maddenin yaklaşık olarak yüzde 15'i yurt içinde üretildi, kalan yüzde 85 ise ithal edilerek temin edildi. Son dönemde fiyatı yüzde 140'lara varan artış gösteren polipropilen (PP), polietilen (PE), polivinil klorür (PVC) ve benzeri ürünlerde ise yurt içi üretim talebin yüzde 10'unu karşıladı. Üretici, hem ham madde fiyat artışı hem navlun artışıyla rekabet gücünü kaybediyor. 6 ay öncesinde Uzak Doğu'dan yapılan ithalatta 1.500-2 bin dolar bandında olan navlun günümüzde 10 bin dolara kadar çıktı. Bu da hem hammadde temininde büyük zorluk yaşatırken hem de fiyatları makul düzeyin çok üzerinde olumsuz etkiliyor.

HAMMADDE NELERİ ETKİLEYECEK
Plastikteki fiyat artışları, içtiğimiz sudan marketlerdeki gıda ürünlerine, tarımdan giyime, otomotivden beyaz eşyaya, inşaattan elektroniğe, oyuncağa, medikal ve ilaç sektöründeki ürünler ile ambalajlarına kadar hayatın her alanında pek çok üründe maliyet ve fiyat artışlarını beraberinde getiriyor. Dar gelirli vatandaşın vazgeçilmezi olan makarna fiyatının yüzde 16'sını ve plastik şişede satılan rafine ay çiçek yağının maliyetinin yüzde 11'ini ambalajları oluşturuyor. Aynı durum tekstil ürünlerinde de geçerli.

YİNE BAŞA DÖNMEYELİM
Evet tam 1 sene önce 12 Mart günü girmiştik ve kapanmamızın üzerinden geçen sürede çok şey öğrendik. Doğal ürün tüketmeyi, aile ile zaman geçirmeyi, misafirliği unutmayı, belirli saatlerde alış veriş yapmayı derken epey bir düzene giren hayatlar oldu. Covid-19 virüsünün dünyaya öğrettiği çok şey oldu olumlu veya olumsuz. Hijyen, maske ve mesafe derken sevdiklerimizi, değerli insanları ve yakınlarımızı virüse kurban verdik. 365 gün sonra geldiğimiz noktada tam bazı şeyler değişecek, rahatlama moduna geçeceğiz derken artan vakalar yine gözümüzü korkuttu. Uyarılara dikkat etmez, kuralları çiğnersek sadece kendimize değil herkese yazık edeceğiz. Kırmızı kategoriye hızla koşan Gaziantep’in hemen bu yanlış yoldan dönmesi ve rehavete kapılmaması gerekiyor. Yoksa yine kabuslu günler çok uzak değil…

23. NARKOTİK OPERASYONU
Gaziantep her yönden şanslı bir kent. Bu şehirde ortak akılla yapıla çalışmalardan bahsedilirken, uyuşturucuya karşı savaşa pek yer verilmemesi dikkatimi çekti. Göreve geldiği ilk günden bu yana vatandaşa babacan tavrı ve saygısı ile tanıdığımız Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Narkotik konusunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatını tam anlamıyla uygulayan en başarılı Müdür diyebiliriz. Zeybek’in Narko-Şahin 27 adıyla başlattığı büyük operasyonların geçtiğimiz hafta 23. yapıldı. Her operasyonda zehir odaklarına balyoz gibi darbeler vuran Cengiz Zeybek Müdürü ve ekibini kutluyorum. Gaziantep geçiş bölgesi, uyuşturucu toplumsal sorun gibi alışılmış bahanelerin ardına sığınmayan Cengiz Müdür ve başarılı kadrosunu alkışlıyorum. Yarının sahibi gençlerimizin geleceğini karartmak niyetinde olanlara havadan, yerden, gece-gündüz demeden nokta operasyonları yapan Cengiz Müdür’e Allah güç versin. Müdürüm tarih yazmaya ve Gaziantep’i ‘Temiz Şehir’ ünvanına kavuşturmaya kararlı. Ekibine ve Cengiz Zeybek Müdüre başarılar diliyorum.