Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Naim Hoca Bizlerle

1925’de Erzurum’da dünyaya gelen Naim Hoca (Naim Gölleroğlu), 13 Ekim 1999 günü, 74 yaşında bu fani hayata veda etti.

‘Erzurumlu Naim Hoca’

Erzurum denildiğinde tarihi eserleri, kültürü, folkloru, önemli şahsiyetleri akla gelir. Bu önemli kişiliklerden biri de Naim Hoca'dır. Berber Ustalığından Hocalığa, Muhabbet Adamı Naim Hoca! Halk Adamı, Din Adamı, Millet Adamı Naim Hoca.

Naim Hoca, gençliğinden itibaren gerek arkadaşları arasında, gerek dini vazifesinden dolayı cami cemaati arasında ve gerekse esnaflığından dolayı ticaret erbabı arasında sevilen, sayılan bir şahsiyetti. O, kendisine olan saygısından ve değer vermesinden dolayı başkalarına da saygı duyan ve değer veren, kendisinden büyüklere saygı, küçüklere sevgi duyan, insanları iyiliğe yönelten, kötüden ve kötülükten uzaklaştırmaya uğraşan, yerine göre insanları iyilikle ve kırmadan uyaran bir şahsiyetti.

Naim Hocanın böyle bir kişiliğe sahip olmasının temelinde yapmacık tavırlarının bulunmaması, son derecede doğal olması, içindeki duygularını dışına aksettirmesi, kalbinin güzelliğini yüzüne yansıtması sayılabilir. Yapmacık tavırları bulunmayan Naim Hoca, fevkalade tabii hareket ettiği ve konuştuğu için de herkes tarafından sevilirdi.

Mütevaziliğinden dolayı kendisini sık sık tenkit eder ve "benden hoca olmaz, benim hocalığım hocaların olmadığı yerde olur" derdi. Bir gün Lala Paşa Camii'nde vaaz ederken "Müslüman aklın başan sesle, burdan kimler geldi kimler geçti, şimdi Solakzade içeri girse, baksa ki berber Naim Lale (Lala) Paşa kürsüsünden vaaz edir, he eyvah ey; dudular, gumrular, bülbüller getti, gargalara galan dünya" diye kendisinin ilimde üst düzey bir hoca olmadığını söyleyebilecek kadar tevazu sahibiydi. Alçak gönüllü bir insan olan Naim Hoca, imamlıktan önceki asıl mesleği berberliği hiçbir zaman inkâr etmeyerek sık sık "kargalara kalan dünya, hele hâle bakın ki asıl hocalar aşağıda oturir, berber Naim kürsüye çıkmış vaaz verir! Berber Naimden hoca olursa, artık gerisini siz düşünün!" şeklinde özeleştiride bulun-maktan geri durmazdı.

Vaaz ederken camide kendisinden daha bilgili olduğunu bildiği biri varsa, o zaman "ben hoca değilem, hoca orda" derdi.

Yapmacıklı tavırlardan uzak durur, olduğu gibi davranır ve konuşurdu. Bu doğal davranışları, onu sevenlerin sayısını her geçen gün arttırır, dinleyenlerin çoğu ona bağlanır ve sık sık gelip onun vaazlarını, hutbelerini dinlerlerdi. Onun vaaz ve hutbe okuduğu cami Cuma günleri dolu taşardı. Devlet yetkilileri de onun bu tabii tavırlarından dolayı ona itibar eder ve görüşlerinden istifade ederlerdi.

Naim Hoca'nın gerek arkadaşları ve dostlarıyla yaptığı gündelik konuşmalarında gerek vaazlarında ve gerekse devlet erkânıyla olan diyaloglarında çekinmeksizin telaffuz ettiği kendine özgü kavram ve söyleyişleri vardı. Bunlardan bazıları:

  • 'Ola uşah Allah görir bilir', (Allah görüyor ve biliyor)
  • 'Digget et Müslüman!', (Dikkat et Müslüman). 'Ola Müslüman buraya bak.
  • 'Ellem gullem yoh',
  • 'Dalgayi değiş!', (Dalgayı değiştir)
  • 'Benim bir halım var', (Benim bir halım var, başka bir şeyim yok)
  • 'Digget et möhterem cemaat', (Dikkat et muhterem cemaat)
  • 'Ahlın başan sesle', (Aklını başına sesle, düşün)
  • 'Mehebbetim geldi', (Muhabbetim geldi)
  • 'Dudular, gumrular, bülbüller getti, gargalara galan dünya'
  • 'Allah Allah, eşhedü en la ilahe illallah'
  • 'Allah her yerde hazır nazırdır', idi.

(https://erzurumportali.com/shf/3265/Naim-Hoca-Erzurum)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi