Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Nezafet-Temizlik

Kuddûs ismi yani Kusur ve noksanlıklardan müberrâ olan, en mukaddes. Hiç eksiği olmayan, pâk, temiz manasında Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarından biridir.
Kuddûs isminin bir mazharı ve bir cilvesi olan temizlemek ve pak etmek fiili dahi, o vücudu mutlak var olan zatın hem güneş gibi varlığını, hem gündüz gibi birliğini gösteriyorlar.
Ve bahsi geçen tanzim, ölçülü hale koymak, süslemek, temizlik gibi o hikmetli işler en büyük dairede nevilerin vahdeti noktasında birtek Tek Saniyi, yaratıcıyı gösterirler. Allah’ın güzel isimlerinin yani Esmâ-i Hüsnânın çoğunluğunun, belki bin bir ismin herbirinin böyle birer büyük cilvesi, bu en büyük dairede vardır. Ve o cilveden gelen fiil,
büyüklüğü nisbetinde açık ve kesinlikle Vâhid ve Ehad olan Allah’ı gösterir.
Bakalım kainatta neler cereyan ediyor?
Evet, herşeyi kanun ve nizamına itaat ettiren genel, umumi hikmet;
ve herşeyi süslendirip yüzünü güldüren geniş yardım;
ve herşeyi sevindirip memnun eden geniş rahmet;
ve hayat sahibi, canlıların herşeyi beslendirip lezzetlendiren genel besleme rızkı;
ve herşeyi bütün eşyayla alakadar ve istifade eden ve bir derece mâlik eden hayat ve ihyâ gibi,
kâinatın yüzünü güldüren, ışıklandıran açık hakikatler ve vahdânî fiiller, ziya güneşi gösterdiği gibi, birtek Hikmetli, Kerîm, Rahîm, Rezzâk, Hayatlı ve Dirilten Zatı açıklıkla gösteriyorlar.
Eğer herbiri birer aşikar birlik delili olan o yüzer geniş fiillerden tek birisi Vâhid-i Ehad olan Allah’a verilmezse, yüzer yüzde imkansızlıklar lâzım gelir.
Meselâ, onlardan değil hikmet, yardım, rahmet, beslemek, hayat vermek gibi açık hakikatler ve vahdanî deliller, belki yalnız temizlik fiili Kâinat Hâlıkına verilmezse ne olur? O vakit dinsizlerin o küfür mesleğinde lâzım gelir ki, ya temizlikle alâkadar zerreden, atomdan, sinekten tut, tâ elementlere, yıldızlara kadar bütün yaratılanların herbiri, koca kâinatın süsleme ve ölçülü hale koymak ve tanzim ve temizliğini bilecek, düşünecek ve ona göre davranacak bir kabiliyette olacaktır. Veyahut Alemi yaratan zatın kudsi sıfatı kendisinde bulunacaktır. Veyahut bu kâinatın süsleri ve temizliği ve gelir ve giderinin dengelerini düzenlemek için, kâinat büyüklüğünde bir meşveret meclisi bulundurulacaktır.
ve sayısız atomlar, sinekler, yıldızlar o meclisin üyeleri olacak. Ve buna benzer, bunlar gibi saçmasapan, safsatalı yüzer imkansızlıklar bulunacak.
Ta ki her tarafta görünen ve müşahede olunan genel ve herşeyi ihata eden yüce süslemek ve temizlemek ve yıkayıp pak etmek vücut bulabilsin. Bu ise, bir imkansızlık değil, belki yüz bin imkansızlık ortaya girer.
Evet, eğer gündüzün ışığı ve yeryüzündeki bütün parlak şeylerde görünen hayalî güneşçikler tek güneşe verilmezse ve birtek güneşin aksinin cilveleridir denilmezse, o vakit zemin yüzünde parlayan bütün cam parçalarında ve su katrelerinde ve karın şişeciklerinde, belki havanın zerrelerinde birer hakikî güneş bulunmak lâzım gelir-tâ ki o genel ziya vücut bulabilsin.
İşte hikmet dahi bir ziyadır. Herşeyi kuşatan rahmet bir ziyadır. Süsleme, ölçülü olma, nizam içinde olma, temizlik herşeyi kuşatan birer ziyadırlar ki, o Ezeli güneşin şualarıdırlar.
İşte gel, bak, dalâlet, sapmak, İslamiyet yolundan sapmak ve küfür nasıl hiç çıkılmaz bataklığa girer.
Ve dalâletteki cahillik, ne derece ahmakça olduğunu gör,
"Elhamdü lillâhi alâ dîni'l-İslâm ve kemâli'l-îmân" “Bize ihsan ettiği İslâm dini ve mükemmel iman nimeti sebebiyle Allah’a hamd olsun.”de.
Evet, kâinat sarayını ter temiz tutan bu yüce, genel temizlik, elbette Kuddûs isminin cilvesi ve gereğidir. Evet, nasıl ki bütün yaratılanların tesbihatları Kuddûs ismine bakar; öyle de, bütün temizliklerini de Kuddûs ismi ister. (Kötü huylar, bâtıl itikadlar, günahlar, bid'alar mânevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız.) Temizliğin bu kudsî bağlılığındandır ki,
"Temizlik îmândandır." hadisi, temizliği imanın nurundan saymış
ve “Muhakkak ki Allah çok tevbe edenleri ve temiz olanları sever." Bakara Sûresi, 2:222.âyeti dahi, temizliği İlâhi muhabbetin bir sebebi göstermiş. (Otuzuncu Lem’a’dan faydalanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi