Mustafa Teke yazdı... Gaziantep Polisgücü nerenin takımı?

Hani deriz ya; içimizdeki irlandalılar.. Aslında içimizde o kadar irlandalı var ki, sporda bu daha çok. Gaziantep Polisgücü, yıllardır verdiği mücadeleler sonrasında ve emek sonrasında belli bir noktaya geldi. Bugün Avrupa’nın neresine giderseniz gidin, Gaziantep Polisgücü derseniz futbolun Barcelonası, Galatasaray’ı, Fenerbahçe’si gibi biliniyor. Yani, Polisgücü’nün kurulma amacını az çok herkes biliyor. Gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarıp spora ve yaşama kazandırmaktı. Bunu çok iyi yaptı, yapmaya devam ediyor. Şu anda sokaktan alıp yetiştirdiği o kadar genç var ki, bir çoğu okudu beden eğitimi öğretmeni oldu, başka branşlarda iş güç sahibi oldular. Polisgücü hedefine ulaştı aslında.. Ama bunları yaparken birde kendi branşında tarih yazdı. Defalarca Türkiye Süper Lig şampiyonluğu kazandı. Yetmedi sayısız Avrupa şampiyonlukları elde edildi. Dünya’nın sayılı kulüpleri arasına giderek, şampiyonluklar kazandı. Avrupa hokeyi bu kez Türkiye’nin ve Gaziantep’in ev sahipliğinde yapılmaya başlandı. Son olarak hem kızlarda hem erkeklerde Avrupa ikincisi oldu. Olsun, Polisgücü gönüllerin şampiyonu. İkincide olsa birinci de olsa bu işe gönül vermiş 7’den 70’e herkesin takdirini kazanmış bir takım. Ama son Avrupa şampiyonluğu öncesinde yaşananlar, bu kulübün yaşadıkları beni çok üzdü. Takım tüm çileye, tüm sıkıntılara rağmen Danimarka’ya gidiyor. Haa, giderken 4 oyuncusunu götüremiyor. Neden mi?
Avrupa şampiyonluğu oynayacaksın, dünya devleriyle karşı karşıya geleceksin senin yedek oyuncuların yok. Neden? Danimarka yabancı oyunculara vize vermedi diye. Başkan Mehmet Kaplan ve Teknik Direktör Yusuf Kasım gecelerini gündüzlerine katarak vize için uğraş verdiler ama sonuç çıkmadı. Herşeye rağmen Danimarka’da dünya devlerini dize getirdiler. Bu önemli ama bunun yanında vizeye takılan Polisgücü’ne hiç bir siyasetçinin sahip çıkmaması, hiçbir bürokratın destek olmaması şaşırttı beni. Danimarka öncesinde verilen vize mücadelesi sahada verilmiş olsaydı, bugün Avrupa’nın en büyüğü Gaziantep olacaktı. Ama, verilen vize mücadelesinde Gaziantep’i temsil eden siyasetçilerin çıt sesinin çıkmaması, bürokratların sessiz kalışı bu şehrin spora bakış açısını aslında ortaya koydu. Yazıklar olsun…
Bu kadar emeğe, bu kadar çabaya rağmen bir Allah’ın kulu devreye giripte vizede yardımcı olamıyorsa bu şehir için daha ne yapılmalı bilmiyorum. Alanya’da kızlar yedekleri olmadan tüm maçlarda 70 dakika maç boyunca yılmadan, yorulmadan mücadele ediyorsa, şampiyonluğu son dakikada kaçırıyorsa çok büyük bir başarı demektir. Hele hele maçtan sonra 17 yaşındaki kızlarımızın hüngür hüngür ağlayıp hırslanması zaten herşeyi ortaya koyuyor. Fakat, gelinen noktaya bakıldığında Mehmet Kaplan’ın yıllardır verdiği mücadele, maddi ve manevi desteği ayakta alkışlanmalı. Yusuf Kasım ve ekibine teşekkür etmek gerekiyor. Tüm olumsuzluklara rağmen bu başarılar, şampiyonluklar geliyorsa bu ekibi kutlamak gerekiyor. Kaplan başkan gerçekten işinden, eşinden, ailesinden ve parasından büyük fedakarlık yaparak bu çocukları Avrupa’ya taşıdı. Ama Avrupa dönüşünde bir Allah’ın kulu “Hele gelin siz başarılı oldunuz, sizi bir kutlayalım” deme nezaketinde bile bulunmuyor. Gaziantep bu değil. Bu kadar vurdum duymaz bir şehir olmamalı. Ama biz bunları yazmaya devam edeceğiz. Polisgücü bu başarıları getirmeyi sürdürecek. Durmak yok, yola devam Mehmet başkanım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Teke Arşivi