Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Lokman'dan Oğluna Nasihat

34 ayet olan bu surede Lokman (A.S.)’dan oğluna nasihat vardır. Mekke döneminde inmiştir. Kur’an-ı Hakim’in 31. Suresi Lokman Suresidir. 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hz. Lokmân’dan almıştır. Sûrede başlıca, Hz. Lokmân’ın oğluna öğütleri çerçevesinde, tevhid, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat çekilmekte, kıyamet günü için hazırlıklı olunması öğütlenmektedir.

(O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakin (ya'ni katî iman) hasıl edenlerin de ta kendileridir.

İşte onlar Rablerinden bir hidâyet üzerindedirler ve işte onlar, (evet) onlar felaha erenlerdir.

Andolsun ki biz Lokman'a, Allaha şükret diye (rek), hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendi faydası için şükreder. Kim de nankörlük ederse hiç şüphe yok ki Allah ganîdir (müstağnidir), her hamde o lâyıkdır.

Hani Lokman, oğluna — o ona öğüd verirken — (şöyle) demişti: «Oğulcağızım, Allaha ortak koşma. Çünkü şirk elbette büyük bir zulümdür».

Eğer onlar sence ilimde (yeri) olmadık her hangi bir şey'i bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy. Nihayet dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ben de size ne yapıyordunuz, haber veririm.

Eğer onlar sence ilimde (yeri) olmadık her hangi bir şey'i bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyâda iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy. Nihayet dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ben de size ne yapıyordunuz, haber veririm.

«Oğulcağızım, namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten vazgeçirmeye çalış. Sana (bu emir ve nehiy sebebiyle) isabet eden şeylere katlan. Çünkü bunlar kat'î suretde farzedilen umurdandır, işlerdendir.

«İnsanlardan (kibirlenip) yüzünü çevirme. Yer (yüzün) de şımarık yürüme. Zîrâ Allah her kibir taslayanı, kendini beğenib öğüneni sevmez».

«Yürüyüşünde mutedil, orta yollu ol. Sesini alçalt. Seslerin en çirkini, hakikat, eşeklerin anırışıdır»!

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini Allahın, muhakkak sizin için müsahhar kıldığını, emrinize verdiğini açık ve gizli bir çok nimetlerini sizin üzerinizde bol bol tamamladığını görmediniz mi? İnsanlar içinde — hiçbir ilmi, hiçbir rehberi ve tenvir edici hiçbir kitabı yokken — halâ Allah hakkında mücâdele eden kimseler vardır.

Kim nefsini (bilkülliyye) Allaha, Onu görür gibi, teslîm ederse muhakkak ki o, en sağlam kulpa yapışmış olur. (Bütün) işlerin sonu ancak Allaha (dayanır).

Kim de gerçeği yalanlayarak nankörlük ederse, artık onun nankörlüğü seni üzmesin. Onların dönüşü yalnızca Bizedir. Yaptıkları şeyleri haber vereceğiz. Kuşkusuz Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.

Andolsun ki onlara gökleri ve yeri kimin yarattığını sorarsan muhakkak: «Allah» derler. Sen de «Elhamdülillah (= Hamd olsun Allaha)» de. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Göklerde ve yerde ne varsa Allahındır. Şüphe yok ki Allah, O, gabidir (müstağnidir), her hamde layıktır.

Eğer yer (yüzün) deki (her bir) ağaç kalemler olsa, deniz de, arkasından yedi deniz daha kendisinden yardım ederek (mürekkep) olsa yine Allahın kelimeleri tükenmez. Şübhesiz ki Allah yegâne, tek galipdir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.

Sizin (topunuzun) yaratılmanız da, tekrar diriltilmeniz de bir tek kişi (yi yaratmak ve diriltmek) gibidir. Hakikat Allah herşey'i işiten, kemâliyle görendir.

Bu, şundandır: Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, Ondan başka taptıklarınız ise hiç şübhesiz batıldır. Hakikat, Allah, O, çok yüce, çok büyüktür.

(Kudret) delillerinden bir kısmını size göstermek için, Allahın nimetiyle, denizde gemilerin akıp gitmekte olduğunu görmedin mi? Şüphe yok ki bunda çok sabreden, çok şükreden (ler) îçin ibretler vardır.

Onları altında gölgeler yapan (dağlar) gibi dalga sardığı vakit dîn (i) yalınız Kendisine (Yani Allah’a) tahsis etmek suretiyle (ve halis ve) muhlis (insan) lar olarak Allah’ı çağırırlar. Sonra (Allah) onları selâmetle karaya çıkardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Âyetlerimizi gaddar, nankör olan (lar) ın her birinden başkası bilerek inkâr etmez.

İnsanlar, Rabbinizden korkun. Ne babanın evlâdına, ne de bizzat evlâdın babasına, hiçbir şeyle fayda veremeyeceği günden korkun. Şübhe yok ki Allahın vadi hakdır. O halde zinhar, sakın sizi dünya hayatı aldatmasın, o çok aldatıcı (şeytan) zinhar, sakın sizi Allah (ın hilmine, imhâlin) e güvendirmesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi