Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Nasreddin Hoca fıkraları ve yorumları

Fıkra denince akla ilk gelen isim Nasreddin Hoca. Hayat görüşü ve nüktedanlığıyla birleşen, her biri ince zekâsının ürünü olan fıkralarının derin anlamlar taşıdığında şüphe yok. Bu fıkraları bir de tasavvufî yorumlarla okuyup, dinlemeye ne dersiniz?

Eşeğe ters binmesi, göle maya çalması ve daha birçok fıkra ve nükteleriyle tanıdığımız Nasreddin Hoca'nın her anlattığı hikayede ayrı bir mesaj verdiği tartışılmaz. Onun milletimizin ruhunu oluşturan önemli unsurlardan biri olduğunu düşünen Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Doç. Dr. İsmail Güleç, "Nasreddin Hoca'nın Biri Bir Gün" adlı kitabında bu değerli halk bilgesinin fıkralarının tasavvufi yorumunu yapıyor.

Nasreddin Hoca fıkraları genellikle ahlaki ve ibretliktir. Hatta her fıkrasının son cümlesi, dinleyenlere fıkranın tamamını hatırlatan bir kod niteliği taşımaktadır. Fıkraların içinde gizlenmiş olan irfanî bilgiler vardır.

Mutasavvıfların, tasavvuf ehlinin ve hadiselere hikmet gözüyle bakanların bu fıkralara ilişkin yorumları yer alıyor.

Eşeğe ters binmesi

Hoca arkasında mollaları olduğu halde eşeğine ters binmiş derse gidiyormuş. Mollaları Hoca'ya eşeğe neden ters bindiğini sorunca cevap vermiş:

- Eğer doğru binersem siz benim arkamda kalırsınız. Önümde gidecek olursanız bu sefer sizin arkanıza bakarım. En iyisi böylesidir.

Yorumu

Bundan kasıt nefsin dediğini yapmamak, bilakis zıddına hareket etmektir. Zira nefis ruhun bineğidir. Öteden beri Nasreddin Hoca'yı resimlerde merkebe ters bindirirler. Bunun da elbette ki bir hikmeti var. "Merkep" binilecek şey demek değil mi? Bu vücut da bir merkep, bir binittir. Aklımız ve ahlakımız bu merkebe binmiştir. Gideceğimiz yeri bildiğimiz zaman aklımız mazi hal ve istikbali görebiliriz. Geçtiğimiz yerleri de biliriz. Geçeceğimiz yerleri de biliriz. Nasreddin Hoca, güldürerek bize bunu anlatmaya çalışır.

Hoca'nın tek telden saz çalması

Hoca bir gün eline bir saz almış, mızrabı hep aynı tele vurarak "Dın! Dın!" diye monoton bir ses çıkarırken sormuşlar:

- Ne yapıyorsun Hocam?

- Saz çalıyorum.

- Ama bu nasıl saz çalma? Herkes sazın öbür tellerine vuruyor, ne güzel sesler çıkarıyor...

Nasreddin Hoca şu cevabı veriyor:

- Onlar, benim bulduğum makamı arayıp bulmaya çalışıyorlar da, onun için öbür tellere vuruyorlar.

Yorumu

Asıl maharet, "tek makam"ı bildikten sonra, dönüp bütün makamların hem çalmasını hem de dinlenebilmesini öğrenebilmektir... Her makamdan sonra "tevhid" makamını öğrenir, hem ömrümüzün nihayetinde vücudumuzun evi ecel zelzelesiyle yıkılırken içine sığınabileceğimiz bir ev, yani bir kalbi selim bulursak, bundan büyük devlet olur mu?

Tevhid, birleme bize ders verir. Der: Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara alçalıp, minnet çekme. Onlara dalkavukluk edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Kâinatın Sultanı birdir. Her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elindedir. Her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her isteğini buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun. (20. Mektub’dan)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi