Gaziantepspor ve Göztepe maçının bir gün öncesi ;
Lig 2. Si Fenerbahçe, Karadeniz deplasmanında ve daha maçın 13. saniyesinde gösterilen kırmızı kart ile aslında maç bitiyor. Sonrasında penaltılar, goller ile gelen 6-0'lık galibiyet.
Özellikle son haftalarda olağanüstü puan farkına rağmen Trabzonspor cephesi ve diğer takımlar ortalığı sosyal alemde yıkıyorlar.
Aradan 24 saat geçmeden bu kez lider Trabzonspor deplasmanda Adana Demirspor ile sahaya çıkıyor ve bu maçta 13 saniyede bitmiyor ama 2. Dakikada Visca'nın balıklama atlaması penaltı, olmadı tekrarı ile bitiyor.
Sonrası sahada sonuçlanması gereken karşılaşmalar, şampiyon ve küme düşmelerin alın teri, taktik, mücadeleler düdüklerle, senaryolarla belirleniyor.
Buda Türk futboluna geniş açıdan baktığınızda normal değil mi ?
Şu anda ülkenin federasyon başkanı yok..?
Bu ülkede MHK bir yılda üç defa değişiyor, tık yok ?
FİFA kokartlı ve bu ülkenin en üst düzey 14 hakemine bir gecede el çektiriliyor tık yok, aradan 40 gün sonra maç veriliyor tık yok ?
UEFA ve Süper Kupa şampiyonu Çağlayan Adliyesine düşmüş tık yok ?
Kulüplerin alayı maddi olarak iflasın eşiğine gelmiş tık yok ?
Türk milli takımın başına Alman Milli takımının altlarında çalışan hoca gelmiş, Türk milli takımı Uluslar liginde Litvanya, Faroe adalarının grubuna düşmüş tık yok ?
Türk futbol kulüpleri şampiyonda olsa Avrupa Şampiyonlar lig ve diğer kupalarda iki, üç ön eleme oynayacak tık yok ?Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ertuğrul Sağlam, Okan Buruk, Sergen Yalçın, Aykut Kocaman, Ersun Yanal gibi ülkenin takımlarını şampiyon hocaların alayı boşta, neden diyen yok ?
Sonra ortaya biri Siyah Kırmızı - diğeri Sarı Kırmızı iki takım çıkıyor ve bu düzene lanet dercesine, isyan edercesine kirli, şaibeli, sadece kazanmak üzerine kurulu bu düzene isyan ediyor, birisi takımımız küme düşebilir ama armamız, onurumuz, formamız, gururumuz, camiamız düşemez dercesine, üç puanı elinin tersi ile itip sahayı, kalesini açıp küme düşerken, aslında gönüllerde şampiyon olarak yükseliyordu.
Diğer taraftan Gaziantepsporlu futbolcular ise 1-1 ve son saniye penaltısında topun başına geçen Muhammet Demir bu kirli düzene isyan eden Göztepeli futbolcular gibi tıngır mıngır dışarı atarken bu zarif mesajı tamamladı.
Kısaca şampiyonluklar, küme düşmeler, mağlubiyetler, galibiyetler futbolun içerisinde. Puanlar kaybedilir, kazanılır ama camia olmak, puanla, kazanmayla olmuyor. Gözyaşı, alınteri, taraftar, başkan, yönetim, teknik direktör, basın ve camia olunuyor.
Onun için yurt dışında Liverpool camiası maç sonrası hep birlikte “You’ll never walk alone” diye söylerler, açıklaması " Asla yalnız yürümeyeceksin ".
Burada Göztepe camiası ise yeri geldi beş yıl içinde amatör lige kadar düştü ama taraftarı formasını, armasını, takımını bırakmadı ve trübünleri doldurarak İsyan Marşını söyleyerek yeniden süper lige çıktılar.
Şimdi yine belki düştüler ama tertemiz Türk futbolseverin gönüllerinde asla düşmediler ve düşmeyecekler.
Ve inanıyorum ki, yine İsyan ederek süper lige çıkacaklardır.
Bekliyoruz hasretle, özlemle ve birlikte söylüyoruz İsyanı, işte sözleri.
İzmirin sokaklarında
Yürüyoruz formalarla
Sayımız yüzbinler oldu
Sarısıyla kırmızıyla
Sarın güneş gibi olsun
Kırmızın damarımda kan
Sensiz geçmesin bu yaşam
Senin için bütün kavgam
1925 de doğdu şanlı göztepemiz
Issız kuytu köşelerden
And olsun ki döneceğiz
O günlere inanarak
Dalgalan sarı kırmızı
Acıların arasından
Söyle isyan marşımızı
Kalksın eller üçlü için
Haykıralım gözgöz için
Son nefesi verir gibi
Şehadet getirir gibi
Biz mi ;
Açıklayacağım, camia olmayı, şarkı sözü olmayı, marş olmayı, şehre ve taraftara mal olmayı, şehrin takımının Gaskispor Tesisleri, Shimall Otel ve Kalyon Stadı dışında olması gerektiğini, bu takımın Valilik, Belediye, Organize ve Bürokrasi dışına taşınması gerektiğini, teknik heyet, futbol takımı , alt yapı kurgusunu.
Bugün isyan...!